0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Karadut” romanını “yasak aşkı” yargılamadan ve yargılatmadan kaleme alan Müjgan ve Vildan Tekin, dönemin sanatsal değerlerini de gözler önüne seren bu eserle ilgili görüşlerini belirtiyor.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’na yazılan mektuplardan etkilenerek yola çıkan Müjgan Tekin ve Vildan Tekin, yaratma aşkı ile birbirine aşık, eserlerine Anadolu’yu motif yapan üç büyük sanatçıyı anlatıyor; Mari, Bedri ve Eren. Döneme damgasını vuran olayları kendi üslupları ile birleştirerek kurgulayan yazarlar, bu eseri yazma süreçlerini okuyucuyla paylaşıyor.

Mari’nin Unutulmama İsteğine Bugünden Bir Cevap

1941-1946 yılları arasında yaşanan bu büyük aşkın konu olduğu eserleri; tabloları şiirleri ve heykelleri, Almanya’dan Türkiye’ye getirilen muhalif sanatçıların kurduğu Güzel Sanatlar Akademisi’ni ve Mari ile Eyüboğlu’nun yakın arkadaşları gibi unsurları içeren “Karadut”, dönemin sanatsal ve tarihsel içeriği incelenerek kaleme alınmış. Müjgan Tekin ve Vildan Tekin, felsefi birikimle zenginleşen güçlü kalemleri ile Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Mari Gerekmezyan aşkını okuyucuya büyük bir başarıyla aktarıyor. “Karadut”; Vildan ve Müjgan Tekin’in 2015’teki İş Kültür’ün çatısı altında düzenlenen “Biz Mektup Yazardık” sergisinin etkisi ile alevlenen kitap yazma istekleri, Karadut şiirinden tanıdıkları Mari Gerekmezyan’ın gerçekte kim olduğunu araştırma dürtüsü ile alevlendiği bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Mari’nin unutulmak istemeyen bir kadın olduğunu fark eden yazarlar, heykelleri ve suretiyle anılma isteğinin çığlığına bu roman ile bir ses getiriyor. Romanı yazmaya başlamadan önce derin bir araştırma sürecinden geçen Vildan Tekin ve Müjgan Tekin, Nazım Hikmet ve Orhan Veli gibi büyük isimleri romana dahil ederek okuyucuya edebi bir şölen yaşatıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı